Meslekte etik ve ahlaki değerler

Yakın zamanda mesleğe yeni başlamış bir meslektaşım ile yaptığımız bir sohbette bu konu üzerine yaptığımız konuşmadan sonra bunun üzerine birkaç şey yazmak istedim. Mesleğe yeni başlamış veya meslektaş adayı stajyer arkadaşların kafalarında belirsiz olan ve nereye koyacaklarını bilemedikleri bir husus bu. Cumartesi günü bir stajyer görüşmesi yaptım ve mülakat sorularımızdan iki tanesi bu konuya ilişkindir: “1-Bir iş geldiğinde ve fakat mesleki etik ve ahlaki açıdan sorunlu olduğunda nasıl bir yaklaşım sergilersiniz? 2-Mesleki etik hakkında bilginiz var mı. Bu hususta düşünceleriniz nelerdir? 

Bu iki soruya çok farklı cevaplar aldım. Gerekirse rüşvet veririm diyen de oldu:) Ama genelde mesleğe geçmeyen meslektaşların birçoğu soruların cevaplarını net veremiyor. Hatta 2. soruya hiç cevap alamıyoruz diyebilirim. Bunun sebebi okullarda bu yönde pratiği içerir bir eğitim verilmiyor olması. Stajyerliğin ortasındaki, daha önce çalışan arkadaşlar ve genç meslektaşlar ise çalıştıkları bürolarda ne gördülerse onu söylüyorlar. İşin kötü tarafı genelde çalıştıkları yerler bu konuda kötü örnek teşkil etmiş. Üzücü olan mesleğe olan inanç ve umudun kaybına sebep olmuş. Bunlar ne diyecek olursanız: Parası alınmış ama yapılmamış işler, masraf adı altında farklı niyetlerle alınmış paralar, icralarda iş yaptırmak için memurundan,dosyacısına rüşvet verenler, hakim/savcı tanıdık var diyenler, insanlara türlü vaatlerde bulunarak alınmış dosyalar, komisyonculuk ile iş alanlar…. Bunun üzerine birkaç kelam etmek istedim.

İnancınız bir yana ahlak ve etik dinden ari kavramlardır. Özellikle de mesleğin ahlakını belirleyecek olan biziz. Avukatlık Kanunu var evet ama etik ve ahlak kendi içinizde yarattığınız bir durumdur. Bazı kuralların yazılı olması uygulanacağı anlamına gelmiyor. Ayrıca Avukatlık Kanunu bazı noktalarda eksik kalıyor. Mesleğinizdeki duruşunuz en büyük markanızdır. Mesleki başarı para veya dosya sayısı ile ölçülebilecek bir değer değildir. Ben tamamen avukatlık kutsaldır gibi bir söylemi de doğru bulmuyorum. Biz iş alırken hizmet sunan rolündeyiz ve kaliteli hizmet için iş yönetimi, para konuşulması, iletişim kurma, iş geliştirme konularında okumalar yapmalıyız ve evet paranın olduğu bir yerde ticari bir ilişki vardır. Piyasada yüzlerce kitap ve video var. Sadece hukuki videolar sizi hukuk bilen ama ofisini, çalışanlarını yönetemeyen, müvekkil ilişkileri kötü, dağınık çalışan, gece geç saatlerde telefonu çalan ve çalan telefona sayıp söven bir meslektaş yapar. Bu sonuçların müsebbibi biziz müvekkil değil. 

İşi aldıktan sonra tüm hukuki süreç ise avukatlığımızı konuşturduğumuz ve hünerlerimizi sergileyeceğimiz dönemdir. İşi aldıktan sonra yine müvekkil ilişkileri, ofis içi dosyalama, çalışan ilişkileri ve muhasebe konuları yine hizmet alanına ilişkindir. Bunlar çağ ile değişmesi gereken ve değerler katılması gereken konulardır. Zaten bunlar iyi yapıldı mı ahlaki ve etik olarak üzerinize düşeni yapmış olursunuz. Hukuki bilgilerimizi konuşturduğumuz dava dosyaları, duruşmalar, iş alma… bunlarda ise süresinde işleri yapmak, hukuki yararları gözetmek ve çalışmak olması gerekenlerdir. Sırf iş almak sözüm ona para kazanmak uğruna ilerde meslek inancınız ve umudunuzdan etmeyin kendinizi. Niyetiniz yukarıda saydıklarımı yapmadan para kazanmaksa işiniz kolay değil bir kere.Her yolun başı zordur. Kimse kolaylık vaat etmiyor: Bazen aylarca gelmeyen işler, bazen ödenemeyecek olan faturalar, bazen parası iyi olsa da ama ahlaka uygun olmayan işleri reddetmek, para hesabı yapmak ve daha sayısız aksilik. Ama yolu güzel yapanda bunlar. En son gelmiş ve kriterlerinize uygun aldığınız işin tadı başka bir şey de yok. Evet az iş alırsınız evet parasızken iş reddetmek zorunda kalırsınız evet başka arkadaşlarınız para kazanıyordur ama birkaç yıl sonra çoğunluk mesleğe düşman kesiliyor. Ya da paranı al işine istediğin gibi bakçılık oluyor. Tabi ki parasız iş yapın demiyorum. Ben kaliteli, ahlaki ve etik değerler çerçevesinde istediğiniz kişiye hizmet sunan ve hizmet alanı çok memnun eden bir iş alımından söz ediyorum. 

İşinizin bir değeri var ve ucuza satmayın. Bu hem kendinize hem mesleğe hem diğer meslektaşlara haksızlık. Kendi değerimizi biz kendimiz belirleriz. Yıllarınızı alacak bir iş için anlık para gelecek diye ucuz iş yapmamak lazım. İnsanlara işleri hızlı yapacağım vaadinde bulunmamak lazım çünkü bizim dışımızda memurlar, hakim, savcılar ve sistemsel sıkıntılar var. Gelen işi çok hızlı yapmak zaten diğer işlerde büyük beklentiye sebep olur ve elinizde olmayan diğer işlerlerde de bir beklenti var olur. O yüzden yapacağınız için her zaman en az birkaç saatlik net bir zaman bilgisi vermek lehe olandır. Alınan iş yapıldığında geri bildirim ve süreç bilgilendirme bizim mesleğin Kanun gereğincede zorunluluğu. Sizi arayan müvekkilin telefonlarını açın. Telefona hiç cevap vermemek her zaman imajı zedeler. Açıp müsait değilim demeniz bile güven tazeler. Birkaç gün sonra yanıtlayıp sebepler söylense dahi imaj kötü etkileniyor. Müvekkillerin en çok şikayet ettiği husus bu. Siz hesap vermiyorsunuz işinizi size teslim eden müvekkilinizi süreçten haberdar edeyorsunuz. İşlerinizi hızlandırmak için rüşvet vermeyin, verenleri de görmezden gelmeyin. 

Komisyonculuk ise iş alma yöntemlerinin en bilineni. Size para karşılığı iş getiren kim olursa olsun sizin vekalet sorumluluğunuzun olduğu işin sonunda disiplin soruşturması konusu olacağınız bir işlemde sırf para alacağınız için girişmeyin. Hukuk bilgisi olmayan ve size o işi türlü vaatlerle getirenler en tehlikeli olanlardır. Meslekten men raddesine bile gelebileceğiniz şikayetlere savunma yazarken bulursunuz kendinizi. Yani alacağınız o para sizi ömür boyu pişmanlığa götürmesin. Şartlarını sizin belirlediğiniz hukuka uygun alınmış ve referansla yönlendirilmiş işleri tabiki alabilirsiniz. O nokta bir problem yok. Ama bunlarıda ücretsiz almayın sırf akraba,tanıdık işi diye ücretsiz yapmayın. Ücret alamayacaksanız bir meslektaşınıza yönlendirin işi. 

Prensipler para masaya gelince belirlenmez derdi sevdiğim bir meslektaş. Çok haklı prensiplerinizi gerekirse oturun yazın. Yazın ki karşınıza iş geldiğinde alıp almayacağınızı bilin. Prensipleriniz yoksa bile etik ve ahlaki değerler asgari çerçevenizi belirlesin ki yolunuzdan şaşmayın. Buna mesai ayırın bu işimizin en önemli parçası. Bir iş geldiğinde en kötü açıp Avukatlık Kanunu’ na aykırı mı bakabilirsiniz. Bunlar oldu mu mesleği keyifle yapabilirsiniz. Diğer türlüsü mesleğe ve insanlara düşman eder bizleri…

Yorum bırakın