BAŞKA ŞEHİRDEKİ AVUKATA VEKALET VERİLİR Mİ

AVUKATLAR HER İLDE ÇALIŞABİLİR Mİ

AVUKATLAR BAŞKA ŞEHİRDE DAVA AÇABİLİR Mİ
AVUKAT BAŞKA İLDEKİ DAVAYA GİREBİLİR Mİ

BAROYA KAYITLI OLMAYAN AVUKAT OLUR MU

Bugün teyzemden gelen bir telefon sonrası bir zamanlar yine karşılaştığım ve o dönem yazıya geçirmeyi düşündüğüm ama geçirmediğim için bugün pişmanlık duyduğum bazı şeylerden bahsedeceğim.
Hukuki sorunlarla karşılaştıysanız, endişelenmeyin. Avukatınızın sizinle aynı şehirde olmasına gerek yoktur. Şöyle ki;
Avukatınızın İli Fark Etmez: Kanunlarımıza göre, avukatlar, kayıtlı oldukları baronun bulunduğu il dışında da iş ve dava alabilirler.
Örnek: İstanbul’da yaşarken, İzmir’de bir avukatla çalışabilirsiniz.


Yurt İçi ve Yurt Dışı Vekalet: Türkiye’de ikamet edenler, Türkiye’deki herhangi bir noterden vekalet çıkarabilirler. Yurt dışında yaşayanlar ise bulundukları ülkedeki konsolosluk aracılığıyla vekaletname çıkarılabilir. Vekaletname, gerçek veya tüzel kişinin, bir kimseyi vekili olarak tayin ettiğini gösterir resmî belgedir. Bu resmî belge yurtiçinde noterler, yurtdışında ise Türkiye Konsoloslukları tarafından düzenlenebilir.

Vekalet vermek isteyen kişinin vekaletini Türkiye’ye gelip vermesi şart değildir. Bu kişi dilerse bulunduğu ülkedeki Türkiye Konsolosluklarına veya yabancı devlet kurumlarına müracaat ederek vekaletname işlemlerini yürütebilir.
Örnek: İsviçre’de yaşarken, Türkiye’deki hukuki işlerinizi düzenlemek için konsolosluktan vekaletname alabilirsiniz.


Avukatlık Ruhsatı ve Kayıt: Her avukatın bir baroya kaydolması gerekir. Her avukat, bölgesi içinde sürekli olarak avukatlık edeceği yerin baro levhasına yazılmakla, yükümlüdür. Bir ilde birden fazla baronun bulunması hâlinde avukat, bunlardan birinin levhasına yazılır. Her ilde bir baro bulunur ve Avukatlık Kanunu ve gereği dilediğiniz baroya başvurabilirsiniz (Avukatlık Kanunu Madde 9- Madd 66 ).
Avukatlık Kanununun 4 üncü maddesinde yazılı şartları haiz olanlar levhasına yazılmak üzere, diledikleri baroya başvurabilirler. (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Yönetmeliği Madde 4).
Örnek: İzmir’de bir avukatla çalışmak istediğinizde, İzmir Barosu’na başvurabilirsiniz.

Türkiye Genelinde Faaliyet: Avukatlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin her yerinde serbest meslek icra edebilirler. Bir baro levhasına yazılmış olan avukat, sürekli olmamak şartiyle, memleketin her yerinde avukatlık yapmaya yetkilidir. Dolayısıyla, avukatınızın baro kaydının olduğu şehirden bağımsız olarak hukuki danışmanlık ve dava takip etme yetkisine sahiptirler (Avukatlık Kanunu Madde 66 ).
Örnek: Ankara’da baro kaydı olan bir avukat, İstanbul’daki bir davayı takip edebilir.


Avukat Kontrolü: Başka bir şehirde avukat tutmak istediğinizde, avukatın yetkisini doğrulamak için baro kartını, yetki belgesini kontrol edebilirsiniz ve internet üzerinden hangi şehirde ise o şehrin barosunun web sitesinde baro levha yazan yerde adı, soyadı veya sicil numarası ile sorgu yapabilirsiniz. Bir diğer yol ise bulunduğu şehrin barosuna telefondan ulaşarak ismini sorabilir ve adres teyidi yapabilirsiniz. Avukatlık unvanını kullanarak dolandırıcıların arttığı bu dönemde kendinizi güvene almış olursunuz.

Örnek: İstanbul’daki avukatınızın baroya kayıtlı avukat olup olmadığını kontrol etmek için İstanbul Barosu Baro Levha yazarak çıkan yere adını soyadını yazıp sorgu yapabilirsiniz


Hukuki sorunlarınıza en iyi çözümü bulmak için, avukatınızı özenle seçin ve coğrafi sınırlamalardan endişe etmeyin. Avukatlar gelişen teknoloji ile birlikte Dünya’ nın her yerinden sizlere hizmet sunabilir. Dilekçelerinizi UYAP yani internet üzerinden sunabiliyoruz ve duruşmalara ise uzaktan E-Duruşma olarak yani görüntülü bir sistem ile katılım sağlayabiliyoruz. Epey bir süre başka şehirlerden ve başka ülkelerden çalışan biri olarak sizi temin ederim ki işlerinizde sandığınız gibi bir aksama olmuyor. Önemli olan işlerinizin yapılması nereden yapıldığı değil..


#başkaildeavukattutabilirmiyim #avukatbaşkaşehirdedavaaçabilirmi #başkaşehirdekiavukatavekaletverebilirmiyim #avukatlarınbaroyakayıtlarızorunlumu #avukatbaşkaildedavayakatılabilirmi #avukatbaşkaşehirdeçalışabilirmi #avukatzanaşahin #avukatzana #istanbul #Türkiye #Almanya #Adıyaman #Hukuk #Avukat #Vekalet #HukukiDanışmanlık #KanunMadde

FAZLA ÇALIŞMA VE FAZLA SÜRELERLE ÇALIŞMA

1. ÇALIŞMA SÜRESİ KAVRAMI 

Fazla çalışma kavramından bahsetmeden önce çalışma süresi kavramını açıklamak önem arz etmektedir. Çalışma süresi tam olarak anlaşılamadan fazla çalışmanın anlaşılması mümkün değildir.

Çalışma süresi kavramı kural olarak işçinin çalıştırıldığı işte geçen süreyi ifade eder.O halde işçinin çalışma süresini hesaplarken, fiilen işe başladığı saat ile işten ayrıldığı saat arasında çalıştığı ve çalışmış kabul edildiği süre hesaplanmalı, bu süreden ara dinlenmeleri düşülmelidir. Çıkan sonuç işçinin günlük çalışma süresini verecektir.

2-FAZLA ÇALIŞMA KAVRAMI

Fazla çalışma en temel şekilde işyerinde haftalık 45 saati aşan çalışmalar olarak tanımlanabilir. İş Kanununa göre normal şartlarda bir işyerindeki çalışma süresi haftalık 45 saattir. İşveren dilerse çalışma sürelerini bu sürenin altında belirleyebilmekle ancak üzerinde belirleyememektedir. Bu 45 saatlik süreyi haftanın günlerine dağıtmak isteyen işverenin önünde bazı kısıtlamalar bulunmakla birlikte, bu kısıtlamalara uyan işveren söz konusu süreyi haftanın günlerine dilediği gibi dağıtabilir. Bu kısıtlamalardan en önemlisi, işçiye haftada en az bir gün hafta tatili verilmesi zorunluluğudur. Ayrıca bunun dışında işçinin günlük çalışma süresinin 11 saati aşmaması ve gece çalışmasının 7,5 saati aşmaması gerekmektedir. Belirtilen kısıtlamalara uyan işveren işçisinin çalışmakla yükümlü olduğu 45 saati dilediği günlere yayabilir. 

3-FAZLA ÇALIŞMA VE FAZLA SÜRELERLE ÇALIŞMA KAVRAMI

4857 sayılı İş Kanunu’nda fazla çalışmalardan farklı olarak “fazla sürelerle çalışma” kavramına da yer verilmiştir. İK. m.41/3 uyarınca haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle kırk beş saatin altında belirlendiği durumlarda, kırk beş saate kadar yapılan çalışmalar fazla sürelerle çalışmalardır.

Fazla çalışmanın, işçinin haftalık 45 saati aşan çalışmaları olarak tanımlandığını ifade etmiştik. Ancak; işyerinde haftalık çalışma süresi, İş Kanununun da izin verdiği gibi, 45 saatin altında belirlenmişse ne olacaktır? Bu durumda; işyerinde 45 saatin altında belirlenen haftalık çalışma süresini aşan ancak 45 saati aşmayan çalışmalar fazla sürelerle çalışma olarak nitelendirilecektir.

Fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma arasında esaslı görülen iki fark bulunmaktadır;  

3.1-Bunlardan ilki, fazla süreli çalışmanın; haftalık çalışma süresinin, sözleşme veya toplu sözleşme ile kanuni haftalık çalışma süresi olan 45 saatin altında belirlendiği durumlarda, sözleşmede belirlenen haftalık çalışma saati ile yasal 45 saat arasındaki süreye tekabül etmesidir. 

Örneğin; toplu iş sözleşmesi ile çalışma saati haftalık 40 saat olarak belirlenmişse, haftada 40 saatin üzerinde yapılan çalışmalar “fazla sürelerle çalışma”, 45 saatin üzerinde yapılan çalışmalar ise “fazla çalışma” olarak kabul edilecektir. 

İkinci Örnek: Haftalık çalışma süresinin 35 saat olarak belirlendiği bir işyerinde işçi bir haftada 50 saat çalışmışsa, bu işçi 10 saat fazla sürelerle çalışmış ve 5 saat fazla çalışmış sayılacaktır. 

3.2.-İkincisi ise fazla sürelerle yapılan çalışmanın karşılığının, fazla çalışma için verilecek karşılıktan daha az olmasıdır. Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının %50 si oranında zamlı olarak, fazla sürelerle çalışmalarda ise her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının %25 si oranında zamlı olarak ödenir.

4-FAZLA ÇALIŞMANIN TÜRLERİ

Fazla çalışmanın türlerini olağan nedenlerle fazla çalışma, zorunlu nedenlerle fazla çalışma ve olağanüstü nedenlerle fazla çalışma olarak üç ayrı başlık altında açıklayacağız. 

4.1. Olağan Nedenlerle Fazla Çalışma

Olağan nedenlerle fazla çalışma aslında çalışmamızın başından beri açıkladığımız 4857 sayılı kanunun 41. madde hükmüne karşılık gelen çalışmalardır. Diğer bir deyişle işin gereği olarak ortaya çıkan nedenlerle haftalık 45 saatin üzerinde gerçekleştirilen çalışmalar olağan nedenlerle fazla çalışmaya karşılık gelmektedir.

4.2. ​​​​​​Zorunlu Nedenlerle Fazla Çalışma

Zorunlu nedenlerle fazla çalışma, İş Kanunun 42/1 hükmünde kendisine yer bulmuştur. Bu hükme göre, ‘’ Gerek bir arıza sırasında, gerek bir arızanın mümkün görülmesi halinde yahut makineler veya araç ve gereç için hemen yapılması gerekli acele işlerde, yahut zorlayıcı sebeplerin ortaya çıkmasında, işyerinin normal çalışmasını sağlayacak dereceyi aşmamak koşulu ile işçilerin hepsi veya bir kısmına fazla çalışma yaptırılabilir’’.

Kanunun lafzından da anlaşılacağı gibi zorunlu nedenlerle fazla çalışma yapılabilmesi işyerinin normal seyrine geri dönmesi anına kadar olacaktır. Zorunlu nedenlerle yapılan fazla çalışma da üzerinde önemle durulması gereken nokta, zorunlu nedenlerle yapılan çalışmalar yıllık 270 saatlik fazla çalışma sınırının hesaplanmasında dikkate alınmayacaktır.

Zorunlu nedenlerle fazla çalışmada veya fazla sürelerle çalışmalarda yönetmelik hükmü gereğince işçinin onayı aranmayacaktır.

İşçi tarafından haklı bir sebep gösterilmeksizin zorunlu fazla çalışmaya katılmaması durumunda, zorunlu çalışmaya katılmanın işçinin sadakat borcunun gereği olduğu düşünüldüğünde, işverene iş sözleşmesini haklı nedenle fesih imkanı verecektir.

Zorunlu nedenlerle çalışmaya ilişkin 42/2 hükmü gereğince, zorunlu nedenlerle yapılan çalışmalarda madde 41 hükmünün birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Bu hükümde hareketle ifade edebiliriz ki işçi zorunlu nedenlerle fazla çalışma gerçekleştirdiğinde normal saat başı ücretinin yüzde elli fazlasına hak kazanacakken, zorunlu nedenlerle fazla sürelerle çalışma gerçekleştirdiğinde ise normal saat başı ücretinin yüzde yirmi beş fazlasına hak kazanacaktır. Buna karşın ifade etmek gerekir ki zorunlu nedenlerle fazla çalışmada işçi, zamlı ücret yerine serbest zaman kullanma isteğinde bulunma imkanına sahip olamayacaktır.

4.3. Olağanüstü Nedenlerle Fazla Çalışma

Olağanüstü nedenlerle fazla çalışma İş Kanunu 43/1 hükmünde düzenlenmiştir. Hükme göre, ‘’ Seferberlik sırasında bu süreyi aşmamak şartıyla yurt savunmasının gereklerini karşılayan işyerlerinde fazla çalışmaya lüzum görülürse işlerin çeşidine ve ihtiyacın derecesine göre Bakanlar kurulu günlük çalışma süresini, işçinin en çok çalışma gücüne çıkarabilir’’.

Madde hükmünün lafzından da anlaşılacağı üzere olağanüstü nedenlerle fazla çalışmaya işveren değil, Bakanlar Kurulu karar vermektedir. Yine olağanüstü hallerde fazla çalışmada da, zorunlu nedenlerle fazla çalışmada olduğu gibi işçinin onayı aranmayacaktır.

5- FAZLA ÇALIŞMA YAPABİLME ŞARTLARI

Bu başlığı fazla çalışma nedenleri, işçinin onayı, fazla çalışmanın azami süresi, fazla çalışma yasaklarının bulunmaması başlıkları altında ayrı ayrı incelemeyi tercih edeceğiz zira fazla çalışmanın koşulları, fazla çalışma kavramının özünü oluşturduğundan bahisle her bir başlığı ayrı ayrı inceleyip açıklama yapmayı elzem gördüğümüzü ifade etmek istiyoruz.

5.1. Fazla Çalışma Nedenleri

Fazla çalışmanın nedenlerini bize 4857 sayılı İş Kanunu m. 41 sınırlı olmayacak şekilde ifade etmiştir. Söz konusu hükme göre ‘’ Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir’’. Kanun hükmünden yola çıkarak üzerinde durulması gereken nokta söz konusu nedenlerin sınırlı sayıda olmadığıdır kanun metnindeki ‘’ gibi ‘’ sözcüğünden bu durum çıkarılabilecektir. Bir başka deyişle, ülkenin genel yararları yada üretimin artırılması nedenlerine benzer başka nedenlerin varlığı halinde de fazla çalışma yapılabilecektir.

5.2 İşçinin Onayı

Fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma için işçinin yazılı onayının gerekliliği gerek İş Kanunu m.41/7 de gerekse de Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği’nin dokuzuncu maddesinde belirtilmiştir. Burada üzerinde durulması gereken nokta fazla çalışma yaptırabilmek için İş Kanununda işçinin yazılı onayının bulunmasından bahsedilmesine karşın, yönetmelikte bu onayın yazılı olması gerektiği ve her yıl başında işçilerden alınması gerektiği ifade edilmiştir. Yargıtay da söz konusu yönetmelik hükmünü hiçbir toleransa meyil vermeden uygulamıştır. Diğer bir deyişle Yargıtay, işçi ile yapılan sözleşme ile fazla çalışmaya ilişkin işçiden onay alınmış olmasının o yıl için hüküm ifade ettiğini, sıra gelen yıllarda işçiye fazla çalışma yaptırabilmek için mutlak suretle işçiden her yılın başında yazılı onay alınması gerektiğini ifade etmiştir .

Üzerinde durulması gereken bir başka konu ise işçinin rızası olmadığı halde fazla çalışma yapan ve ücretini düzenli bir şekilde alan işçinin durumu ne olacaktır sorusu akla gelebilir. Bu noktada Yargıtay’a göre, her nasılsa işçi onayı olmadığı halde, fazla çalışma gerçekleştirmiş ve hatta fazla çalışma ücretini eksiksiz olarak almışsa dahi işçinin fazla çalışmaya kalmak istememesi fesih için geçerli neden olduğunu kabul etmektedir. Buna karşın işçinin onay vermiş olduğu fazla çalışmaya mazereti söz konusu olmaksızın katılmadığı takdirde bu kez işverenin İş Kanunu m.25/2 anlamında haklı nedenle sözleşmeyi fesih hakkı doğacaktır.

Bu başlık altında son olarak değinmek istediğimiz konu ise, fazla çalışma kavramına ilişkin Deniz İş Kanunu ve Basın İş Kanununda düzenleme yoktur. Bu durumda T.B.K. 398 deki fazla çalışmaya ilişkin şartlar gerçekleştiği takdirde gemi adamları veya gazeteci fazla çalışma yapmak zorundadır. O halde T.B.K. 398 e göre fazla çalışmanın şartlarından bahsetmemiz gerekecektir. Bu şartları, normal süreden daha fazla çalışmayı gerektiren bir işin yerine getirilmesi zorunluluğunun doğması, işçinin fazla çalışmayı gerçekleştirebilecek durumda olması ve işçinin fazla çalışmadan kaçınması dürüstlük kuralına aykırı olması şeklinde sıralayabiliriz. Sonuç olarak saydığımız üç koşulun bir arada gerçekleşmiş olması durumunda Deniz İş Kanunu ve Basın İş Kanunu hükümlerinde fazla çalışmaya ilişkin düzenleme olmadığından

T.B.K 398 hükmü gereğince işçi, fazla çalışma karşılığı verilmek koşuluyla fazla çalışma yapmak zorundadır.

5. 3. Fazla Çalışmanın Azami Süresi

Fazla çalışmaya ilişkin azami süre İş Kanunu m.41/8 hükmünde ve Fazla Çalışma Yönetmeliği’nin 5/1 hükmünde belirtilmiştir. Buna göre, fazla çalışma süresi yılda 270 saatten fazla olamayacaktır. Kanun hükmünde yıllık azami sınır öngörülmesine karşın haftalık azami sınır ön görülmemiştir. Haklı olarak Çelik, yıllık 270 saati aşmamak kaydıyla haftalık azami sınır olmaksızın işçinin fazla çalışma yapmasını sağlayan bu hükmü eleştirmektedir.

Üzerinde durulması gereken bir diğer nokta ise, Çalışma Süreleri Yönetmeliği m.4/3 hükmünce günlük çalışma süresi 11 saati aşamayacaktır. Söz konusu hükümden çıkarmamız gereken sonuca göre, haftalık 45 saati aşan çalışmalar fazla çalışma olarak değerlendirilecek ancak her halde işçi günde 11 saatten fazla çalıştırılamayacaktır.

İşyerinde denkleştirme uygulanan hallerde, haftalık 45 saati aşan çalışmalar şayet günde 11 saatten fazla çalışma gerçekleşmemişse fazla çalışma olarak değerlendirilmeyecektir. Ne var ki, işyerinde denkleştirme uygulanıyor ve haftalık 45 saatlik sınır aşılmıyor ancak günlük 11 saati aşan çalışmalar yapılıyorsa bu durumda işçi fazla çalışma ücretine hak kazanacaktır. Yargıtay kararları da bu yöndedir.

İşçinin günlük azami çalışma sınırının 11 saat olmasının istisnasını gece çalışmaları oluşturacaktır. Gece çalışmaları 7,5 saatten fazla olamayacaktır. Diğer bir deyişle günde 7,5 saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenecektir

4857 sayılı İş Kanunu hükümlerince yılda 270 saati aşan çalışmalarda daha öncede bahsettiğimiz gibi fazla çalışma olarak değerlendirilmektedir. Eğer işçiye yılda 270 saatten fazla çalışma yaptırılırsa İş Kanunu 24/2 hükmünce işçi haklı nedenle sözleşmesine feshedebilme imkanına kavuşacaktır. Bununla birlikte işçi fazla çalışma yapmayı kabul etmediği durumlarda işveren tarafından işçinin sözleşmesinin feshedildiği durumda ise bu fesih, haksız fesih hükümlerine tabi olacaktır.

5.4. Fazla Çalışma Yasaklarının Bulunmaması

Fazla çalışma yaptırılabilmesinin diğer koşulu ise fazla çalışma yasaklarının bulunmamasıdır. 4857 sayılı İş Kanunu m.63/son hükmünce Sağlık kuralları gereğince günde 7,5 saat veya daha az çalışmayı gerektiren işler için fazla çalışma yasağı söz konusudur.

Kanun koyucu fazla çalışma yasağı hallerini yalnızca iş kanunu ile sınırlandırmamış fazla çalışmaya ilişkin yönetmeliğin 7 ve 8. maddelerinde de çeşitli yasaklar getirmiştir. Bu yasaklardan bazılarını sıralamak gerekirse; gece döneminde yürütülen işler, maden ocakları, kablo döşemesi kanalizasyon, tünel inşaatı, su altında yapılan işler, 18 yaşını doldurmamış işçilere, gebe, yeni doğum yapmış emziren işçilere, kısmi süreli iş akdi ile çalıştırılan işçilere fazla çalışma yaptırılamaz.

Bu yasaklara ilişkin olarak kısmi süreli çalışan işçiler için getirilmiş olan fazla çalışma yasağı hükmü üzerinde biraz durmakta fayda vardır. Doktrinde bu yasak gerek İş Kanunun fazla çalışmaya ilişkin hükmüne gerekse de Anayasanın çalışma ve sözleşme hürriyetini düzenleyen hükmüne aykırı olduğu gerekçesiyle eleştirilmektedir. Burada eleştirinin odak noktasını kısmi süreli çalışan işçinin kendi onayına rağmen fazla sürelerle çalışma yapmasına ket vurulması Anayasanın 48/1 hükmüne aykırılık teşkil etmekte olduğu oluşturmaktadır.

6-FAZLA ÇALIŞMANIN SINIRLAR (Fazla Çalışma yapılamayacak İşler Ve Fazla Çalışma Yaptırılamayacak İşçiler)

Sağlık kuralları bakımından günde ancak 7,5 saat ve daha az çalışılması gereken işlerde, gece döneminde, maden ocakları, kablo döşemesi, kanalizasyon, tünel inşaatı gibi işlerin yer ve su altında yapılanlarında fazla çalışma yapılamaz. Aynı şekilde 18 yaşını doldurmamış işçilere, fazla çalışmaya sağlığının elvermediği hekim raporu ile belgelenen işçilere, gebe, yeni doğum yapmış ve çocuk emziren işçilere, kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçilere fazla çalışma yaptırılamaz 

1- Sağlık kuralları bakımından günde en çok 7,5 saat veya daha az çalışılması gereken işlerde fazla çalışma yapılamaz (İş Kanunu md. 41/VI; Sağlık Kuralları…Yön. md.7),

2- Gece çalışmalarında olağan fazla çalışma yapılamaz (İş K. md. 41/VI), Kadın işçilere ne sebeple olursa olsun, gece döneminde fazla çalışma yaptırılamaz (Kadın İşçilerin Gece Postalarında Çalıştırılma Koşulları Hakkında Yön. md. 5),

3- Kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçilere fazla sürelerle çalışma da yaptırılamaz (Fazla Çalışma Yön. md.8/d),

4- 18 yaşından küçük olanlar fazla çalışma yapamaz (Fazla Çalışma Yön. md. 8/a),

5- İş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesi ile önceden veya sonradan fazla çalışmayı kabul etmiş olsalar bile sağlıklarının elvermediği işyeri hekiminin veya Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı hekiminin, bunların bulunmadığı yerlerde herhangi bir hekimin raporu ile belgelenen işçiler (Fazla Çalışma Yön. md. 8/b) fazla çalışma yapamaz.

6- İş Kanunu’nun 88. maddesinde öngörülen Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik’te belirtilen gebe, yeni doğum yapmış ve çocuk emziren işçiler fazla çalışma yapamaz (Fazla Çalışma Yön. md. 8/c).

AV.ZANA ŞAHİN

KAYNAKÇA

T.C. Yasalar (10/06/2003). 4857 sayılı İş Kanunu. Ankara: Resmi Gazete (25134 sayılı)T.C. Yasalar (10/06/2003). 4857 sayılı İş Kanunu. Ankara: Resmi Gazete (25134 sayılı)

İşçilerin Fazla Çalışma Ücretlerinin Denetimi Esnasında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar – https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/208757  -DERGİ PARK-DENETİŞİM / 2014-14

Fazla Çalışma, Fazla Sürelerle Çalışma ve Denkleştirme – http://www.pehlivanguner.com/makaleler-fazla-calisma-fazla-surelerle-calisma-ve-19.htmlAv. Dilara Doğan– 20.03.2017

Fazla Çalışma Ve Fazla Çalışma Sorunları-Prof. Dr. Müjdat ŞAKAR-İİBF, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabili Dalı-http://www.muhasebetr.com/makaleler/027/-04.01.2007

Fazla Çalışma Kavramı-Av. Ahmet İhsan KABLANhttps://www.hukukihaber.net/fazla-calisma-kavrami-makale,6842.html-16.07.2019